Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Grigoriy Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” romanından (*);

Kimi anne-babalar evdeki yaşantılarına, giysi ve beden temizliğine dikkat etmezler. Çocuklarının yanında kirli, sökük ve eski elbiselerle ve kirli el ve ayaklarla dolaşırlar. Konuşma ve davranışlarında nezahet ve nezakete riayet etmezler. Kimileri de onların yanında birbirleriyle kavga ederler ve “Babanızın nasıl biri olduğunu görüyor musunuz?” veya “Annenizin nasıl bir kadın olduğunu kendiniz görün!” gibi sözlerle çocukları da kavgalarına ortak ederler.

Aile toplantılarında meydana gelen dedikodulara, başkalarını çekiştirmelere, küçük bir çıkar için çevrilen dolaplara dair sözlere dikkat ediniz.

İşte çocuklar ergenlik çağına ulaşıncaya dek 15-20 yıl böyle feci bir ortamda büyürler ve ondan sonra da yaşlılarımız çocukların niçin göklerde uçmadıklarına, kanatsız kaldıklarına şaşarlar. Böyle söyleyen anne-babalara sormak gerekir: “Siz çocuklarınızı terbiye ederken yükselmeleri için onlara kartal kanatları mı taktınız? Yoksa bu kanatları kökünden mi yoldunuz?”

Çocukları büyüyüp oğlanları delikanlı, kızları genç kız olunca, anne babalar geleceklerine dair pembe hayaller kurarlar. Oğullarını mühendis, doktor, tüccar, avukat, memur veya iyi bir meslek sahibi yapmak isterler. Kızları içinse zengin bir koca aramaya koyulurlar.

Çocukları için hep servet ve refah sağlamaya uğraşırlar. Böylelikle annelik ve babalık görevini en iyi bir şekilde yerine getirdiklerine inanırlar. Bu konuda Lev Tolstoy, gayet haklı olarak şu sözleri söylüyor. “Hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden biri şudur ki, herkes hayatında refaha olarak atılır. Hayatın anlamını bu asalaklıkta ararlar. Böyle bir hayat anlayışı uzun yıllar boyunca acı içinde çocuklara aşılanır. Kimler aşılar? Anne-baba! Bu telkinlerle yetişen çocuklar, büyüdüklerinde zorba, açgözlü, şehvet düşkünü, tembel ve vurdumduymaz olurlar. En sonunda artık hiç kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağlılık duymayan duyarsız gençler olur çıkarlar.

Bu tiplerde ülkeye, millete karşı sevgi, yüksek düşüncelere ciddi uğraşlara saygı uyanmaz. Anne ve babalarını da içtenlikle sevmezler.

Ne ekerseniz, onu biçersiniz!

Ne pişirirseniz, onu yersiniz!

Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi hâline bırakırsanız, orada ısırgan otları ve dikenler yetişir.

* Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Grigory Petrov, Türkçesi: Prof. Dr. Ali Haydar Bey, Hayat Yayınları, İstanbul, 1998.

edebiyatvadisi

Next Post

John Steinbeck

Paz Tem 7 , 2019
John Steinbeck (1902-1968) John Steinbeck, 27 Şubat 1902 yılında ABD’nin Kaliforniya eyaletinde doğdu. Yoksul bir aileden gelen yazar çiftçi bir ailenin çocuğuydu. Yaşıtları gibi o da küçük yaşlarda çiftçilik yaptı. 1920 ila 1926 yılları arasında aralıklarla Stanford Üniversitesine devam etti. Steinbeck,  Stanford Üniversitesi’nde yalnızca yazarlığına katkısı olacağını düşündüğü derslere katıldı. Öğrenimini sürdürdüğü […]

You May Like