John Steinbeck (1902-1968)
John Steinbeck, 27 Şubat 1902 yılında ABD’nin Kaliforniya eyaletinde doğdu. Yoksul bir aileden gelen yazar çiftçi bir ailenin çocuğuydu. Yaşıtları gibi o da küçük yaşlarda çiftçilik yaptı. 1920 ila 1926 yılları arasında aralıklarla Stanford Üniversitesine devam etti.
Steinbeck, Stanford Üniversitesi’nde yalnızca yazarlığına katkısı olacağını düşündüğü derslere katıldı. Öğrenimini sürdürdüğü altı yıl boyunca tezgahtarlık, ırgatlık, marangozluk, laborantlık, boyacılık, kapıcılık gibi pek çok işte çalıştı. Steinbeck’in ilk romanlarından başlayarak emekçilerin yaşam koşullarını ve ilişkilerini başarıyla yansıtabilmesinde bu yaşam deneyimi etkili oldu. Bu deneyimler, eserlerinde işçilerin yaşamlarını gerçekçi bir dile anlatmasına büyük katkı sağladı. İlk romanlarından başlayarak hep işçileri, yaşam koşullarını, ilişkilerini anlattı. Yaşamı boyunca pek çok meslek değiştire yazar en son yazarlıkta karar kıldı. 20 Aralık 1968 yılında New York’da yaşamını yitirdi.
Eserlerinde toplumu değişik yönleriyle ele alan John Steinbeck, yaşamın acı yönlerini ve insanların yoksulluklarını işlemiştir. Doğduğu ve büyüdüğü California bölgesindeki insanları, yaşayış tarzlarını, tarım işçilerinin yaşam koşullarını anlatmıştır.
1929 ekonomik buhranının verdiği sıkıntıları, insanlara olan etkisini eserlerinde görürüz. Amerikan değer yargılarının bütününü onaylayan John Steinbeck özellikle Vietnam Savaşını onaylamasından ötürü çeşitli kitlelerin eleştirisine maruz kalmıştır.
Toplum yaşamını derinden kavrayışı, eserlerinde ironik ve alaycı yaklaşımı ve imge gücü onun natüralist bir gerçeklikle yazdığının resmidir.
İlk romanı Altın Kupa (1929) fazla ilgi görmedi. Yazarlık yeteneği 1935 yılında Yukarı Mahalle’nin yayımlanmasının ardından dikkat çekti. Bu eserini her biri klasik sayılan Bitmeyen Kavga (1936), Fareler ve İnsanlar (1937) ve Gazap Üzümleri (1939) takip etti. Yayımladığı Fareler ve İnsanlar adlı romanından sonra büyük ün kazanmıştır. Kendisine Pulitzer Ödülünü getiren eseri Gazap Üzümleri ayrıca sinemaya aktarılmıştır. II. Dünya Savaşı yıllarında daha çok ideolojik eserler verdi. İzleyen yıllarda politikadan uzak, eğlendirici yanı ağır basan duygusal ögelerin de yer aldığı eserler ve senaryolar yazdı. 1962’de edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.