TYT Türkçe Deneme Sınavı 2

TYT Türkçe Deneme Sınavı 2

 

Kimi ansiklopediler ve bilimsel kitaplar, kaynakların iyi – – – – – ve anlatılanların doğru – – – – –  yüzünden büyük insanları harekete geçiren fikirlere yönelik  – – – – – bilgiler içermektedir.

1. Parçanın anlamlı bir bütün olması için boş bırakılan yerlere hangi sözcükler sırasıyla getirilmelidir?

A) değerlendirilmemesi – yorumlanmaması – yanlış

B) bulunması – aktarılması – kalıcı

C) belirlenmesi – kullanılması – güçlü

D) araştırılması – açıklanması – yanlı

E) saptanması – anlaşılması – etkili

 

Albert Einstein’ın ünlü bir sözü vardır: “Üçüncü Dünya Savaşı nasıl biter bilemem ama dördüncü olursa ok ve mızrakla yapılır!”

2. Einstein, parçadaki sözüyle uluslararası bir savaşın hangi yönünü vurgulamıştır?

A) toplumları ayırdığı

B) değerleri yok ettiği

C) gelişme sürecini geriye çevirdiği

D) ekonomik daralmalar oluşturduğu

E) teknolojiden uzaklaştırdığı

 

Turizm, günümüzde pek çok ülke için önemli bir (I) gelir kaynağıdır.  Ancak turizm kaynaklarının bilinçli kullanılmaması, doğal, tarihî ve kültürel varlıkların kirlenmesi ve (II) yok olması tehlikesini ortaya çıkarmaktadır. Tarım ve orman alanlarının (III) tahrip edilmesi, su kaynaklarının kirlenmesi, tarihsel mekânların (IV) korunmaması ve kültürel değerlere ilgi gösterilmemesi; turizm çalışmalarını (V) baltalamaktadır.

3. Parçadaki altı çizili sözlerden hangisi mecaz anlamda kullanılmıştır?

 A) I                     B) II                      C) III                       D) IV                    E) V

 

Yetenekli ve sağduyulu bir eleştirmen, bir eserdeki her ayrıntının açıklanmasının okuyucuyu yanıltacağını söylemiştir.

4. Hangi yargı, yukarıdaki cümleye anlamca en yakındır?

A) Eleştirmenlerin temel işlevi, okuyucuyu bilgilendirmek üzerine kurulmalıdır.

B) Sanatçının bir eserde anlatmak istedikleri okuyucular tarafından belirlenmelidir.

C) Bir eserde işlenen temel düşüncenin görülebilmesi için eleştirmenlere ihtiyaç vardır.

D) Nitelikli bir eleştiri, gereksiz bilgilerden arındırılmış biçimde okuyucuya sunulmalıdır.

E) Yetenekli eleştirmenler, okuyucuyu aydınlatma konusunda sanatçıyı yönlendirmesi gereklidir.

 

Arjantin’de bir proje kapsamında üretilen el yapımı, ekolojik mürekkep ve asitsiz kağıt kullanılarak hazırlanmış Babam Ormandaydı adlı çocuk kitabı; her sayfasına tohumların tek tek ve özenle yerleştirilmesiyle hazırlanıyor. Çocuklar kitabı okuduktan sonra toprağa ekip birkaç hafta içinde kitabın ağaca dönüşmesini izleyebiliyor.

5. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi kesin olarak çıkarılabilir?

A) Projede çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırılması amaçlanmıştır.

B) Hazırlanan her kitapta sadece bir ağaç türüne ait tohum kullanılmıştır.

C) Proje kapsamında hazırlanan kitapların doğaya vereceği olası zararlar engellenmiştir.

D) Arjantin’deki bütün çocuklar, kampanyaya katılmıştır.

E) El yapımı kitapların başka ülkelerde üretilmesi önerilmiştir.

 

(I) Romanda ele alınan olaylar, kimi zaman bir melodram havasında anlatılıyor. (II) Okuyucu, kahramanın retorik monologları ile kısa ve özlü diyaloglar arasında okuyucu kimi zaman zorlanıyor. (III) Ancak romanın yine de akıcı bir anlatımı var. (IV) Yazar, akıcılığı sağlamak için doğum ile ölüm, iyilik ve kötülük gibi karşıt kavramlardan yararlanıyor. (V) Böylece hayata acemice başlayan, kuşku, yenilgi ve hayallerden sonra olgunlaşan biri, tüm yönleriyle tanıtılıyor.

6. Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde aşamalı bir durumdan söz edilmiştir?

 A) I                    B) II                 C) III                  D) IV                 E) V

 

Her (I) sanatçı, geçmişin özlemiyle (II)  geleceğin  umudunu bütün (III) yoğunluğuyla yaşar ve (IV) yazdıklarında bu yaşayışın (V) etkisi görülür.

7. Altı çizili sözcüklerin hangilerinde ünsüz benzeşmesi vardır?

A) I ile II                 B) I ile V                 C) II ile III

D) III ile IV            E) IV ile V

 

Ahmet Muhip Dıranas, şiir dünyamızın (I) sönmeyen yıldızlarından birdir. Bu usta şair,  ömrü (II) boyunca gerçek ve güzel şiirin hizmetinde olmuştur. Şiir köşkünün üst katlarına (III) yerleşmeyi başardıktan sonra kendini kaybedenlerden olmamıştır. Dıranas, şiire karşı (IV) sevgisinin yanı sıra saygısını da göstermiştir. İzlediği bu yol, (V) okuyucunun ona duyduğu hayranlığı da arttırmıştır.

8. Parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri isim kökünden türemiştir?

A) I ve II                     B) II ve III                         C) II ve IV

D) III ve IV                E) IV ve V

 

Bir eserin hangi zorluklarla ortaya çıktığını konunuzla ilgili çalışmaya başladığınızda kavrarsınız.

9. Bu cümledeki ögeler, aşağıdaki sıralamaların hangisinde doğru verilmiştir?

A) Nesne – zarf tümleci – yüklem

B) Zarf tümleci – özne – dolaylı tümleç – yüklem

C) Dolaylı tümleç – zarf tümleci – yüklem

D) Nesne – dolaylı tümleç – yüklem

E) Dolaylı tümleç – özne – zarf tümleci – yüklem

 

Yazar, kitabında her bilim insanının özet bir yaşam öyküsünü veriyor; her çalışmayı tarihsel bağlamına oturtuyor.

10. Bu cümle, yapısına göre aşağıdakilerden hangisiyle özdeştir?

A) Bu kitap, yirmiden fazla öyküsüyle okuyucunun toplumsal sorunlara duyarlı olmasını sağlamaya çalışıyor.

B) Doğa bilimleriyle tanışmam, tarihî ve felsefi eserlere ilgi duymam; gençlik yıllarımdaki arkadaş sohbetlerinde başlamıştı.

C) Toplumdaki değişim sadece bilim insanlarının ilgisini çekmez, sanatçıların da yararlanabilecekleri çok sayıda malzeme oluşturur.

D) Geçmişe ait eserleri toplama ve koleksiyon yapma fikri, ilk defa Romalılarda ortaya çıkmıştır.

E) Sanatın ve sanat eserinin asıl amacı; iyiye ve güzel yönelmeye, insanın ve toplumun ilerlemesine hizmet etmektir.

 

(I) Müze, milletin oluşturduğu kültür değerlerini korumak ve halka aktarmak işlevlerini yürütür. (II) Böylece hem geçmiş ile gelecek arasında bağ kurar hem de izleyiciye eğitim verir. (III) Ziyaretçinin dolaysız öğrenmesine olanak tanıdığı için müze, kalıcı öğrenme sağlamaktadır. (IV) Bu düşünce, derslerinin bir bölümünü müzelerde geçiren öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalarla da kanıtlanmıştır. (V) Gençlerin geçmişle ilgili doğru bilgiler öğrenmelerini de desteklemektedir.

11. Parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde bir düşünce gerekçesiyle birlikte verilmiştir?

A) I                     B) II                       C) III                           D) IV                             E) V

 

Günümüzde teknoloji her alanda hızla ilerliyor. Fotoğraf makinelerinin yerine akıllı telefonları tercih edenlerin sayısı ise artıyor. Bu gelişmeler, fotoğrafın bir sanat olarak değerini düşürür mü? Ya da kolaylık sağladığı için fotoğrafa ilgiyi artırabilir mi?

12. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Zincirleme isim tamlaması kullanılmıştır.

B) Tamlayanı birden fazla olan isim tamlaması vardır.

C) Belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.

D) Tamlananı birden fazla olan isim tamlaması vardır.

E) Tamlayanı söylenmemiş isim tamlamasına yer verilmiştir.

 

13. “Namık Kemal, şiirlerindeki ilerici düşünceleriyle bir dönemi etkilemişti.” cümlesindeki fiilin çatı yönünden özdeşi aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Konutlar günümüzde hayatı kolaylaştıracak biçimde üretiliyor.

B) Eğitimin toplumsal faydayı önemseyen tanımlarına rastlamak mümkündür.

C) Doğadaki varlıklar, bir sanatçıda çeşitli duyguların doğmasına yol açar.

D) Rodin, heykel sanatındaki yükseklik ve ulaşılmazlık duygusunu eserleriyle kırmıştı.

E) Bireysel sorunları kimi sanatçıların güldürü ögesiyle ele aldığı görülür.

 

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapısı yönünden şartlı birleşik cümledir?

A) Tarihin öznel yaklaşımlarla ele alındığı çok sayıda roman yazılmıştır.

B) O, dinleyicilerinden hiçbir şeyi saklamaz; kalbini ve düşüncelerini onlara açar.

C) İnsanlar arasındaki bilgi paylaşımı gelişirse bilimsel çalışmalar da artar.

D) Sözsüz iletişim kodları o kadar fazladır ki her birini ele almak güçtür.

E) Her kültür, heykel sanatına damgasını vurmuş çeşitli örnekler içerir.

 

(I) Bir yazar, neyi anlatacağından emin olmalıdır. (II) Eğer bunu bilmiyorsa konuyu ele alış şeklinin kusursuz olduğunu nasıl söyleyebilir? (III) Yazdıklarını okuyucusunun anlaşılır bulmasını nasıl bekleyebilir? (IV) Yazmaya başladığında girişten sonuca kadar nasıl ilerleyebilir? (V) Anlattıklarının güvenilirliğini nasıl sağlayabilir? (VI) Bu belirsizlikler içinde ortaya nasıl bir kitap çıkarır?

15. Parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde “nasıl” sözcüğü diğerlerinden farklı bir türdedir?

 A) II.                  B) III.                    C) IV.                  D) V.                     E) VI.

 

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül işaretinin kullanımında yanlışlık yapılmıştır?

A) Bu kentin en küçük parçasında bile manastırlar, kiliseler ve camiler yan yana yaşar.

B) Turnalar arka arkaya sıralanmış, türküde söylendiği gibi üzerimizden bölük bölük uçmuştu.

C) Bir ressamın tablosunu andıran bu manzara, hepimizi büyülemişti.

D) Yeni projelerini hayata geçirirse, yaşadıklarını bir kitapta toplayacak.

E) Üreticilerle konuşup, tüketicilerle görüşerek sorunlara çözüm getirmek istiyorlar.

 

Sinema sanatındaki Yeni Gerçekçilik, durumları göründüğü gibi değil de oldukları gibi göstermek ve kurmacadan çok gerçek ortamı kullanmak üzerine kuruludur. Bu akıma göre önemli olan, süslü büyük kahramanlar yerine sokaktaki insanı anlatmaktır. Yeni Gerçekçilik ile ilgili olarak “Günün herhangi bir saatinde, herhangi bir insan bir filme konu olabilir. Önemli olan varlıkların özüne gitmektir, olaylar arasındaki ilişkileri kurmaktır, bu olayları doğuran süreci göstermektir.” diyor, Cesare Zavattini.

17. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi görülmez?

A) Bitmemiş cümleler bulunmaktadır.

B) Bir düşünceye tanık gösterilmiştir.

C) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır.

D) Devrik cümle yer almaktadır.

E) Farklı türlerde fiilimsiler vardır.

 

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düzeltme işaretinin kullanımı gereksizdir?

A) Edebiyatımızda tarihî romanın gelişimi, 1980 öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrılabilir.

B) Dünyanın her tarafından gelen çok sayıda ziyaretçi, bölgenin doğal hâline hayran kalıyor.

C) Bir kente yönelik alınan her karar ve atılan her adım, insanî gelişmeyi sağlamak içindir.

D) Bu ıssız yerdeki kalenin kalıntısı, bizi bir masalın hayalî dünyasına götürmüştü.

E) Alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla merkezî toplantılar yapılması kararlaştırıldı.

 

(I) Başlangıçta tamamı ihraç edilen ham (II) lületaşının ihracı günümüzde önlenmiş ve tamamının (III) Cumhuriyet döneminde yetişmiş (IV) Eskişehirli ustalar tarafından işlenmesi sağlanmıştır. Bugün zarif ve narin yapısıyla kolayca işlenen taştan kullanım ve estetik değeri yüksek (V) yepyeni eserler de üretilmektedir.

19. Bu parçadaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) I.                  B) II.                  C) III.                  D) IV.                  E) V.

 

Ülkemiz, hayvan çeşitliliği açısından dünyanın zengin coğrafyalarından birinde yer almaktadır. Anadolu; Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişme noktasında yer aldığı için bu kıtalara özgü canlıları barındırır. Hayvanların hareket etme ve yeni yaşam alanları bulma içgüdüleri gibi nedenler, Anadolu’nun ekosistemiyle birleşince çok zengin bir hayvan çeşitliliği ortaya çıkar. Ayrıca soğuk ve az tuzlu sulara sahip Karadeniz ile sıcak ve çok tuzlu Akdeniz ile her ikisinin kesiştiği Ege Denizi sayesinde farklı deniz canlıları da yaşam olanakları bulur.

20. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi görülmez?

A) Bir yargının gerekçesine yer verilmiştir.

B) Açıklayıcı bir anlatım esas alınmıştır.

C) Nitelik bildiren sözler kullanılmıştır.

D) Koşul bildiren yargı kullanılmıştır.

E) Terim anlamlı sözcükler kullanılmıştır.

 

I.  Ayrıca farklı kültürlere mensup insanları da birleştirme görevini üstlenmektedir.

II. Günümüzde ise yirmi bir üye ülke tarafından desteklenen çalışmalar aracılığıyla birçok bilimsel sonuca ulaşılmaktadır.

III. Bu araştırmayı yürütmek için 1953’te on iki ülke tarafından ortaklaşa bilimsel çalışmalar yapılması planlanmıştır.

IV.  CERN, maddenin yapısını ve maddeyi bir arada tutan kuvvetleri anlamak amacıyla kurulmuş küresel bir laboratuvardır.

V.  CERN, bu temel kuruluş amacının yanı sıra bilim insanlarının eğitilmesinde rol oynamaktadır.

21. Numaralı cümleler, aşağıdaki sıralamaların hangisiyle anlamlı bir parçaya dönüşür?

A) IV – II – I – III – V

B) II – IV – V – III – I

C) IV – III – V – I – II

D) I – IV – II – V – III

E) IV – I – III – II – V

 

Girişimcilik ruhuna sahip bir birey, (I) ışığını gördüğü iş fikrini hayata geçirmek adına çeşitli (II) hamleler yapmak ister ve sonucunda kendisini veya girişimini başarıya ulaştırmayı düşlediği riskleri almaktan çekinmez. Bu nedenle çevresine (III) geniş bir açıdan bakar ve başında (IV) birkaç şapka taşır. İş dünyasında yer alan (V) basit dinamiklerin de farkındadır.

22. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin karşılığı yanlıştır?

A) I’de, gerçekleşeceğine inanılan

B) II’de, bekleyip sonucu görmek

C) III’te, ön yargı taşımamak

D) IV’te, farklı düşünceler oluşturmak

E) V’te, bilinmesi gereken temel kurallar

 

Düşünceyle bağı kopmuş bir sanat olamayacağı gibi sanattan uzak bir düşünce de olamaz. Sanatın düşünce ile olan ilişkisi incelendiğinde pek çok sanat eserinin doğrudan felsefe ile ilgili olduğu görülür. Sanat eserleri, felsefî bilgilerin aktarımında oldukça etkilidir. Felsefeci, sanat eserini, anlatmak istediği gerçek için uygun bir yorumla kullanabilir. Ayrıca bir sanat eserinin yorumlanmasında da felsefî yargıların katkısı yüksektir. Çünkü – – – – –

23. Bu parçanın sonuna aşağıdaki yargılardan hangisi getirilmelidir?

A) felsefe de sanat eserlerinin açıklanmasında yol göstericidir.

B) eser hakkında izleyicinin de sanatçı kadar yorumlama hakkı vardır.

C) sanat eserleri, felsefenin anlatımında bir araçtır.

D) sanat eserini yorumlarken kişisel değerlerimizden ayrılamayız.

E) felsefe, sanat eserlerinin çeşitlenmesinde etkilidir.

 

Sanat akımları, sadece resim, edebiyat ve heykel alanlarına yön vermemiş; mimari anlayışın değişmesinde de rol oynamıştır. Fütürizm akımı edebiyat ve resimde bulduğu karşılığın benzerini mimarlıkta da bulmuştur. Enerji, güç, hız ve teknolojiyi önemseyen bu akım; metrolar, asansörler, farklı boyutlardaki binalar gibi özgün ve ilerici mimarlık örneklerinde kendini göstermiştir. Antonio Santella “Kentlerimizi yeniden inşa etmeliyiz. Her yer hareketli ve dinamik, modern binalar ise dev bir makine gibi olmalıdır.” diyerek mimarlara radikal bir öneride bulunmuştur.

24. Bu parçada hangi düşünce ele alınmıştır?

A) Teknoloji destekli yapılan binaların etkileyiciliği

B) Mimarların sanata yaptıkları katkılar

C) Sanatın görsel kirlilikle mücadelesi

D) Sanat akımlarının mimarlık anlayışına etkileri

E) Mimarlığın tarihsel gelişim süreci

 

Bir sanat galerisindeki izleyiciler üçe ayrılır: Sergilenen ürünlerin arasından paten kayar gibi geçen ve “dostlar alışverişte görsün diye düşünenler”, resimlerle biraz daha uzun süre ilgilenen “gezginler” ve resimleri, açıklamaları hafızalarına kazıyacak kadar zaman harcayan “okurlar”. Galeri yöneticileri, “dostlar alışverişte görsün”cüleri gezginlere ve gezginleri de okuyucu olmaya ulaştırmak için çaba harcar.

25. Parçada galeri yöneticilerinin hangi amaca ulaşmak istediği söylenebilir?

A) Her izleyicinin beğenisine uygun eserler sergileme

B) İzleyicinin niteliğini yükseltmeye çalışma

C) Nitelikli resimlerden oluşan sergiler açma

D) İlgisiz insanları resim galerilerine almama

E) Resimleri daha açıklayıcı biçime getirme

 

Körleşme, Elias Canetti’nin uygarlığın yıkılışıyla insanlığın aşağılanmasını konu edindiği önemli bir romandır. Romanda gerçekliğin çok uzağında yaşayan Prof. Klein adlı bilim insanı; bilgisizlik, açgözlülük, nefret ve kıskançlık gibi tüm kötü güçlerle tek başına savaşmak ister ama başarılı olamaz. Bilim insanının oluşturduğu fildişi kule, kötü güçlerin saldırısı sonucu paramparça olur. Okuyucu da kurbanın bu sonla karşılaşmasında kendilerinin de suçu bulunduğunu düşünür.

26. Yazar, bu romanıyla hangi düşünceyi vurgulamak istemiştir?

A) Yaşantımıza sıkıntı getiren eylemlerin insan tarafından üretildiğini

B) Bilim insanlarının her soruna çözüm getirmeyeceği

C) İnsanlığın ve oluşturduğu uygarlığın günün birinde yok olacağını

D) Gerçek hayatta iyi ile kötünün bir arada bulunmaya devam edeceğini

E) Kötü sayılan eylemlerin birlik ve dayanışmayla engellenebileceği

 

Sanatın insanla yaşıt olduğu düşünülür. Bu nedenle çoğu araştırmacı, sanatla insan arasındaki ilişkinin kökenini sorgularken insanlığın başlangıcına kadar iner. Sanatın doğayı taklit ederek başladığını kabul eden kimi sosyologlar, ilk insanların maddi ihtiyaçlarını gidermelerini, eğitilmelerini ve sosyalleşmelerini sanat aracılığıyla sağladığını varsaymaktadırlar. Ayrıca ilk insanların boş zamanlarını değerlendirmek için sanata yöneldiklerini de söylemektedirler.

27. Bu parçada sosyologlar, sanatla ilgili hangi genel yargıya ulaşmışlardır?

A) İnsanlar, duygularını ifade etme becerisini sanat aracılığıyla kazanmıştır.

B) Sanat, ilk insanların çevrelerini tanımalarında bir araç olarak kullanılmıştır.

C) Sanatla ilgili öne sürülen düşünceler, varsayımdan öteye geçmemektedir.

D) Sanat, kimi ihtiyaçların giderilmesi amacıyla insan hayatına girmiştir.

E) Sosyologların çalışmaları, birçok alandaki belirsizliği giderme amacını taşımaktadır.

 

Kitap basımı, Batılılarda teknik bir yenilik olmakla birlikte başka anlamlar da taşımıştır. Örneğin yenilikçi düşünürlerin Batı’yı sarsacak düşünceleri, matbaalarda basılan kitaplarda bir araya getirilmiştir. Yeni kavramlar, aynı dilin konuşulduğu bölgelere kitaplar aracılığıyla yayılmıştır. Kitap, eğitimli çevreler içinde yeni düşünme alışkanlıkları yaratırken temel düzeyde okuma yazma bilenlerin aydınlatılması için de etkili bir araç olmuştur.

28. Bu parçada basılan kitapların hangi işlevine değinilmemiştir?

A) Düşüncelerin çeşitli alanlara ulaşmasını sağladığına

B) Aydın kesime farklı bakış açıları kazandırdığına

C) Önceden var olan anlayışları tehdit ettiğine

D) Birikimi zayıf olanlara yeni düşünceler edindirdiğine

E) Basım ve yayım konularında yeni iş olanakları yarattığına

 

Orhan Veli Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki insanı şiir diline taşımıştır. Şiirde ölçü, söz sanatları ve kafiyeyi gereksiz bulan Orhan Veli, yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırmıştır. 1941 yılında arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı Garip adlı şiir kitabıyla bu düşüncelerinin örneklerini okuyucuyla buluşturmuştur.

29. Parçada Orhan Veli ile ilgili olarak hangi düşünceye değinilmemiştir?

A) Halkın anlayabileceği bir şiir dili kullandığı

B) Sıradan insanları şiirlerine konu ettiği

C) Şiirlerinde toplumsal sorunları dile getirdiği

D) Birtakım kuralları şiirden uzaklaştırdığı

E) İnandığı düşünceye uygun şiirler yazdığı

 

İletişim, hayatımızın her alanında ve her zaman vardır. Yaşantımızın tüm aşamalarında önemli bir rol oynayan iletişim, ilgi ve hedefimiz ne olursa olsun etkili kullanılmalıdır. Çünkü sahip olduğumuz etkili iletişim becerisi, diğer insanların bize olan bakış açılarını değiştirir. Mesleki yaşantımızda başarı sağlamamıza yardımcı olur. Gittikçe farklılaşan günümüz dünyasında diğer bireylerle olan ilişkimizi güçlendirir. Kendimizi tam ve doğru olarak ifade etmemizi sağlar.

30. Parçada etkili iletişimin yararlarından hangisi söylenmemiştir?

A) Önemli yaşam becerileri öğrenmemizi desteklediği

B) Düşüncelerimizi doğru olarak ifade etmemizi sağladığı

C) İş hayatımızdaki başarımızı arttırdığı

D) Başkalarının bizimle ilgili düşüncelerini değiştirdiği

E) Diğer insanlarla kurduğumuz bağı güçlendirdiği

 

Bir ormanda hayat ağını görmek çok kolaydır, çünkü sağlıklı bir ormanda çeşitli bitkiler ve hayvanlar bulunur. Ağaçlarda yaşayan arılar ve diğer böcekler, tozlaşmayı sağlayarak bitkilerin ürün vermesini sağlar. Yaban arıları ve karıncalar, bitkilere saldıran böcekleri yerler. Yarasalar ve kuşlar sıtmayı, sarıhummayı ve diğer hastalıkları insanlara bulaştıran sivrisinekleri yerler. Diğer orman hayvanları fareleri, sinekleri ve keneleri avlayarak onları kontrol altında tutar. Böylece hastalıkların yayılması engellenir. Dolayısıyla ormanlardaki bu çeşitlilik, birçok yönden insan sağlığını korur.

31. Parçada hangi düşünceye değinilmemiştir?

A) Kimi hayvan ve bitki türlerinin insanlar tarafından yok edilmelerinin gerekliliğine

B) Sağlıklı bir ormanda farklı bitki ve hayvan türlerinin bulunduğuna

C) Kimi hayvanların hastalıkların yayılmasını engellediğine

D) Ormanlardaki doğal hayatın insan sağlığını olumlu etkilediğine

E) Ormanlarda hayvan ve bitki türlerinin birbirleriyle belli bir uyum içinde yaşadığına

 

Sanatçı, hayal gücü zengin ve yaşama karşı duyarlılığı yüksek olan kişidir. O, sürekli yenilik arar; hiçbir zaman durağan ve sıradan bir yaşam tarzı düşünmez. Birikimini ve yeteneğini gösterebilmek için elindeki tüm olanaklardan yararlanır ve topluma her zaman yeni ve farklı şeyler söylemek amacı taşır. Toplumdan gördüğü saygı ve ilgi, onun düşünce ve davranışlarındaki özgürlüğünü genişletir.

32. Parçaya göre hangi yargı, sanatçının nitelikleri arasında yer almaz?

A) Kendini sürekli yenileme çabası içindedir.

B) Toplumu yeni düşüncelerle tanıştırır.

C) Toplumun kendisine yönelik bakış açısını önemsemez.

D) Hayata bağlı ve düş gücü zengindir.

E) Toplumdan aldığı destek, düşünce ve davranışlarına yansır.

 

Bir iletişim aracı olan mektubun tarihi, insanlık tarihiyle paralel yürümüştür. İnsanlar, yazının bulunmasıyla birlikte haberleşmek için mektup yazmışlardır. Günümüze kadar ulaşan sayısız özel ve resmi mektuplarda bunları görebildiğimiz gibi, yazılanlarda insanlık tarihinin gelişimini de izleyebiliyoruz.

33. Mektubun kullanım amaçları ile ilgili hangi eylem, bu parçada sözü edilen amaca uygun değildir?

A) Bir annenin çocuğuna yirmi yıl sonra okuması amacıyla yazdığı mektup

B) Bir bilim insanının katılamadığı bir konferansa gönderdiği özür mektubu

C) Genç bir şairden gelen şiiri inceleyen eleştirmenin cevap mektubu

D) Duyarlı insanların kirliliğe dikkat çekmek amacıyla denize bıraktıkları tepki mektubu

E) Bir tüketicinin kullandığı ürünle ilgili olarak işletmeye yazdığı eleştiri mektubu

 

Üretilen bir ürünün tanıtılmasındaki en önemli yollardan biri de markadır. Marka, aynı ürünü üreten işletmeleri birbirlerinden ayıran özel bir işarettir. Bu işaret; isim, kişi ismi, herhangi bir anlam içermeden yan yana gelmiş harfler, rakamlar ya da harf ve rakamlardan oluşabilir. Hatta sadece çizimlerden oluşan markalar da vardır. Marka, ürünün hangi işletme tarafından üretildiğini gösterdiği için tüketiciler, markaya bakarak ürünün niteliğine karar verir.

34. Bu parçada “marka” kavramıyla ilgili olarak hangi düşünceye değinilmemiştir?

A) Üretici ile tüketici arasında bir iletişim kurduğu

B) Güçlü markaların taklitlerinin bulunduğu

C) Tüketicinin ürünü alıp almamasında etkili olduğu

D) Harf, rakam ya da çizimlerden oluştuğu

E) Kendine has bir anlam taşıdığı

 

(I) Gulliver’in Gezileri kitabını okuyorum. (II) Çevirmen, metnin diliyle çeviri dilinin her ikisine de saygı gösteriyor. (III) Çeviride Türkçeyi o kadar güzel kullanıyor ki İngilizlerin 18. yüzyılından değil de Türklerin 18. yüzyılından söz eden bir kitapla karşılaşıyoruz. (IV) Çeviri, burada bir araç olmaktan çıkıp yazarın duygu ve düşüncelerini ifade eden bir yapıya dönüşmüş. (V) Oldukça dengeli ve tadında yapılan bu çeviri, okuyucunun kitapla kendi arasında yakınlık kurmasına izin veriyor. (VI) Ancak bu uygulama ustaca yapılmazsa, çevirmen kendi havasına kapılarak başka bir metin ortaya koyabilir.

35. Parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde bir kaygıdan söz edilmiştir?

 A) II                   B) III                    C) IV                       D) V                      E) VI

 

Ressamlar kimi zaman bir keşif yolculuğuna çıktıklarını düşünürler. Onlar dünyaya yeniden bakmak, örneğin elmaların sarı ya da kırmızı olması gibi, kabul edilmiş kavram ve önyargılardan kurtulmak isterler. Çoğu zaman da bunu başarır ve ilginç eserler üretirler. Doğada var olduklarını hiç düşlemediğimiz yepyeni güzellikleri bize gösterirler. Eğer onları izleyip onlardan bir şeyler öğrenirsek kendi penceremizden dışarıya şöylece bir bakmak bile heyecan verici bir serüvene dönüşür.

36. Parçada sözü edilen ressamların hangi davranışı öne çıkarılmıştır?

A) Kendilerini kalıpların dışına çıkardıkları

B) Doğadaki güzelliklerden yararlandıkları

C) İzleyicinin beğenisine uygun eserler ürettikleri

D) Çoğu insan tarafından görünmeyeni gördükleri

E) İzleyicinin ruhsal gelişimini destekledikleri

 

(I) Halide Edip, romanlarında toplumda yer edinmeye çalışan kadını anlatır. (II) Yazarın yarattığı kadın tipleri ile onların etrafına yerleştirdiği sorunlar, II. Meşrutiyet dönemindeki sosyal hayatın da yansımasıdır. (III) Örneğin Seviyye Talip romanında Macide, sınırlı dünyasında yaşayıp modernleşmenin olası aşırılıklarına düşmeden sosyal sorunların farkına varır. (IV) Romana adını veren Seviyye Talip ise romanın başından itibaren kendisine hayran olunan kadın olarak gösterilir. (V) Seviyye Talip, iyi eğitimlidir ve sosyal sorunlar konusunda oldukça duyarlıdır. (VI) Bunlar, Halide Edip’in romanları üzerinden Türk kadınının sosyalleşme süreci ve bu süreçte karşılaştığı sorunların izlenebileceğini gösterir.

37. Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde bir çıkarımda bulunulmuştur?

A) II                  B) III                   C) IV                   D) V                      E) VI

 

Direnç, pek çok maske takar ve pek çok şekle girer. Bunlardan ilki reddetmedir. İşiyle ilgili ciddi bir sorunu olan birine o sorunu çözebileceğinizi söylediğinizde cevabı “Ne sorunu?” olur. İkincisi ise önerdiğiniz çözümü daha önce denediğini öne sürmesidir. Eğer ısrara devam edip ne kadar ciddi olduğunuzu gösterirseniz hemen taktik değiştirip size şöyle der: Evet, fikriniz gerçekten harika. Ama çözümünüzü uygulamam için hiç zamanım yok!

38. Parçada önerilen çözümlere karşı direnç gösteren birey, aşağıdaki durumlardan hangisinin etkisi altındadır?

A) Bulunduğu durumu koruma çabası

B) Önerilen çözümün doğru olmadığına yönelik inancı

C) Sorunu çözme konusunda kendisine olan güveni

D) Bir sorun olmadığına yönelik yaklaşımı

E) Getirilen önerinin uygulanma güçlüğü 

 

39. – 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Türklerin heykel sanatıyla ilişkisi, çok eski tarihlere dayanır. Göktürklerin büyük kahramanı Kültigin adına dikilen Orhun Vadisi’ndeki balballar bu ilişkinin başlangıcıdır. Vadide yapılan kazılarda ortaya çıkarılan başka heykeller de Göktürklerin bu sanatla yakından ilgilendiğini göstermektedir. Bulunan heykellerin çoğu bir elinde silah, diğer elinde de gücü simgeleyen kadeh ya da buna benzer bir şey tutar. Göktürklerden sonra Uygurlar da heykelle yakından ilgilenmişlerdir. Heykeller; ya mermer, alçı, taş, toprak, ahşap gibi malzemelerden yontulmuş ya da bir kalıba dökülmüştür. Günümüze ulaşan az sayıdaki örneğe göre, Uygurların o zamana kadar görülmeyen realist anlayışla yapılan özgün bir heykel sanatını ortaya koydukları görülmektedir.

39. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?

A) Açıklamalara yer verilmiştir.

B) Bir değerlendirmede bulunulmuştur.

C) Amaç – sonuç bildiren cümleler kullanılmıştır.

D) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

E) Bir betimleme yapılmıştır.

 

40. Bu parçadan hareketle Türklerdeki heykel sanatıyla ilgili olarak

I. Farklı malzemeleri kullandıkları

II. Eserlerde gerçekçiliğe bağlı kaldıkları

III. Başka kültürlerden de etkilendikleri

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I                     B) Yalnız II                    C) Yalnız III

D) I ve II                       E) II ve III

 

Cevap Anahtarı

 1 A 9 A 17 A 25 B 33 D
 2 C 10 C 18 C 26 A 34 B
 3 E 11 C 19 B 27 D 35 E
 4 D 12 A 20 D 28 E 36 A
 5 C 13 D 21 C 29 C 37 E
 6 E 14 C 22 B 30 A 38 A
 7 B 15 E 23 A 31 A 39 C
 8 B 16 D 24 D 32 C 40 D

edebiyatvadisi

Next Post

Hacı Murat

Paz May 3 , 2020
Tolstoy’un “Hacı Murat” adlı romanından (*);   Tarlalar arasından geçerek eve dönüyordum. Tam yazın ortasıydı. Otlar yavaş yavaş kurumuş ve ekinler olgunlaşmaya başlamıştı. Bu mevsimde çiçek toplamak çok güzel ve iç açıcıdır. Göz alıcı, kokulu, kırmızı, beyaz ve pembe yoncalarla, menekşeler ve lalelerle dolu olurdu göz alabildiğine her taraf… Süt […]

You May Like