TEZAT:
İki düşünce, duygu ve hayal arasındaki birbirine karşıt olan nitelikleri bir arada söyleme sanatıdır.
Örneğin “Ağlarım, hâtıra geldikçe gülüştüklerimiz” dizesinde “ağlamak” ve “gülmek” sözcükleri zıt duyguları bir arada belirtmek için söylenmiştir ve bu dizede birlikte kullanılarak tezat sanatı oluşturulmuştur.
Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabib
Kılma derman kim helâkim zehri dermanındadır.
Bu dizelerde “zehir” ve “derman” sözcükleri ile tezat sanatı yapılmıştır. Şair, kendisine sunulan çareyi, ilacı ya da çözüm yolunu zehir olarak düşünmektedir.
Aşağıdaki örneklerde altı çizili sözcükler zıt anlamlı oldukları için tezat sanatı bulunmaktadır:
Beni kınayanın gelsin başına
Bana sıla da bir gurbet il de bir
Ne efsûnkâr imişsin âh ey dîdâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Ben de gördüm güneşin doğarken battığını
Esrarlı bir bakışın gönlü kapattığını.
Olmayıp sihr-i harâma meyyâl
Şiire sa’y et ki odur sihr-i helâl
Tezat sanatı sadece sözcüklerle değil şiirin bütününe yayılan anlamla da kurulabilir:
Gülelim, oynayalım kâm alalım dünyadan
Ma-i tesnîm içelim çeşme-yi nev-peydâdan
Görelim âb-ı hayat aktığın ejderhadan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa’dâbâd’e
Şiirin üçüncü dizesinde yer alan “ab-ı hayat” ve “ejderha” sözcükleri arasında tezat sanatı yapılmıştır. Çünkü bu dizede ejderhanın ağzından akması gereken zehirdir fakat akan su, “âb-ı hayat”tır. “âb-ı hayat” ise insana ölümsüzlük verir.