Arap edebiyatında gelişen ve İran edebiyatında klasik biçimini alan gazel türü, 13. yüzyılda edebiyatımıza İran edebiyatından geçmiştir.
Gazel türünün özellikleri:
1. Gazel; aşk, güzellik konularının yanı sıra tasavvuf düşüncesinin de işlendiği, beyitler hâlinde yazılan kısa şiirlerdir.
2. Gazelin uzunluğu 5-15 beyit arasında değişir.
3. Gazelin ilk beytine matla (doğuş yeri), ikinci beytine hüsn-i matla (doğuşun güzelliği), son beytine makta (bitme, kesme), sondan bir önceki beyte hüsn-i makta (bitişin güzelliği) adı verilir.
4. Şair, mahlasını (takma ad) makta beytinde kullanır.
5. Gazelin en güzel beytine beytü’l-gazel (gazelin evi) denir.
6. Her beyti aynı güzellik ve estetik değerde olan gazellere yek-âvâz gazel; beyitler arasında anlam bütünlüğü olan gazellere ise yek-ahenk gazel denir.
7. Gazeldeki uyak düzeni aa, ba, ca, da… biçimindedir.
8. Dize ortalarında iç uyak taşıyan gazellere musammat gazel adı verilir.
9. Gazellerde aruz ölçüsü kullanılır.
10. Gazel, Arapça ve Farsça kelimelerin de kullanıldığı ağır bir dille yazılır.
11. Anlatımda söz sanatlarına bolca yer verilir. Bu yönüyle gazellerde kapalı bir anlatım kullanılır.
Gazel örneği (Yek-âhenk gazel):
1. Bana bâd-ı sabâ ol serv-i gül-ruhdan haber vermez
Açılmaz gonca-yı bahtım ümîdim nehli ber vermez
(Sabah rüzgârı, bana o gül yanaklı serviden haber vermez. Bahtımın goncası açılmaz, umudumun fidanı meyve vermez.)
2. Döküp gözyaşımı sensiz helâkim isterim ammâ
Ecel peykine seyl-i eşk girdâbı güzer vermez
(Sensiz (olduğum için) gözyaşımı döküp yok olmak istiyorum ama gözyaşı selimin girdabı Azrail’e yol vermiyor.)
3. Gözümde mesken et hâr-ı müjemden ihtirâz etme
Gül-i handâna her dem hâra yâr olmak zarar vermez
(Gözümde otur, kirpiğimin dikeninden çekinme; açılmış güle dikenle arkadaşlık yapmasından zarar gelmez.)
4. Eger cân almak istersen tenimden tîğini kesme
Ki pejmürde nihâle vermeyince su semer vermez
(Eğer can almak istiyorsan kılıcını bedenimden eksik etme. Çünkü solmuş fidana su vermeyince ondan meyve alamazsın.)
5. Kıyas et şem’den vehm eyle çarhın inkılâbından
Kim ol baş almağa kasd etmeyince tâc-ı zer vermez
(Mumdan kıyas et, feleğin bir durumdan başka bir duruma geçmesinden kork. O ki baş kesmeye kastetmedikçe karşılığında altın tacı vermez.)
6. Belâ zımnında râhat olduğun izhar eder halka
Felek beyhûde hâr-ı huşkdan gül-berg-i ter vermez
(Topluma çektiğin dertten dolayı mutlu olduğunu söyle. Feleğin kuru dikenden taze gül yaprağı çıkarması boşuna değildir.)
7. Fuzûlî dehrden kâm almak olmaz olmadan giryân
Sadef su almayınca ebr-i nîsândan güher vermez.
(Ey Fuzûlî, dünyada bir isteği elde etmek ağlamadan mümkün değildir. Sedef, nisan bulutundan su almayınca inci vermez.)
5. Beyit: Feleğin bir durumdan başka bir duruma geçmesi, gece ve gündüzün olmasıdır. Mumun başının kesilmesi, gündüzün başladığının göstergesidir. Altın taç ise güneştir. Fuzûlî, sevgilisine kavuşamamanın verdiği üzüntü ile sabaha kadar acı çekmektedir ama artık gündüz olmuş, güneş doğmuştur; mumun söndürülmesi gerekir.