Tartışmacı Anlatım Bu anlatım, bir düşünce ya da görüşü çürütmek, o düşünce ya görüşle ilgili kişisel düşünceleri okura inandırıcı biçimde aktarmak amacıyla kullanılır. Tartışmacı anlatım, bir konuya ilişkin iki farklı görüş üzerine kurulur. Yazar, savunduğu görüşü okuyucunun kabul etmesi için örnekleme, açıklama, değerlendirme, sayısal verilerden yararlanma gibi yolları kullanır. Aşağıdaki […]

Öyküleyici Anlatım Olay ağırlıklı, zaman, kişi ve yer (mekân) ögelerini barındıran anlatımdır. Bu anlatımda, esas olan olaydır ve belirgin bir zaman akışı vardır. Örneğin “Bu kitapları, arkadaşıma okuması için önereceğim.” cümlesinde ”önerme” eylemi, birinci kişi tarafından gelecek zamanda gerçekleştirilecektir. Cümle, bu yönüyle “olay ağırlıklı” durumdadır. Aşağıdaki parça, betimleyici ögelerle desteklenmiş […]

Betimleme Bir varlığın en belirgin özellikleriyle anlatılmasıdır. Betimlemede sıfatlar bolca kullanılır ve okuyucunun tanıtılan durum ya da nesneyi düşüncesinde canlandırması beklenir. Bu yönüyle betimlemeye “sözcüklerle resim yapma sanatı” da denir. Betimleme yapılırken tarafsız davranılabileceği gibi, nesnedeki özellikler yazara birtakım kişisel duygular da yükleyebilir. Bu yönüyle betimlemeyi olmak üzere ikiye ayırabiliriz. […]

Açıklama Bir konu hakkında okuyucuya bilgi vermek için yapılan anlatımdır. Ele alınan konu hakkındaki birtakım sorular, bu anlatım kullanılarak cevaplandırılır. Açıklama, bir durum, kavram ya da konuyu tanıtmak, bunlarla ilgili ayrıntılı bilgi vermek, konu ya da kavramın niteliklerini ortaya koymaktır. Makale, deneme gibi düşünce yazılarında, bilimsel metinlerde çok kullanılan bir […]

Anlatımda Halk Söyleminden Yararlanma Atasözleri, deyimler, kalıplaşmış ifadelere yer vererek duygu ya da düşüncenin etkili anlatımının sağlanmasıdır. Ayrıca kimi ağız özelliklerinin de korunarak yazıya eklenmesi, metne içtenlik duygusunu katar: Eskiden İstanbul’da çocuklar kuşları yakalar, bir kafese koyar, “Azat, buzat, cennet kapısında gözet!” diyerek satarlarmış. Satın alanlar da bu kuşları salar, özgürlüğüne kavuştururlarmış; […]

Anlatımda Sorudan Yararlanma Soru, anlatımda tekdüzeliği ortadan kaldırarak okuyucunun dikkatinin toplanmasına yardımcı olur. Kimi metinlerde soru cevaplanabileceği gibi kimi metinlerde de cevap okuyucuya bırakılır: Kimler geldi, kimler geçti Türk romanından? Tarihsel bir soru! Kimler iz bıraktı, kalıcılığa ulaştı? Yazınsal bir soru! Yüz yılını doldurmuş Türk romanının bir geleneği oluştu mu, […]

Cümlede Açıklama Anlamı Açıklama, cümledeki bir nesnenin, düşüncenin ya da yargının çeşitli yönlerden tanıtılmasıdır. Bu tür cümleler genellikle sıralı yapıdadır ve önce yargı sonra da açıklamalar yer alır. Örneğin “Köy seyirlik oyunlarında her duygu vardır; üzüntüler, sevinçler, acılar, umutlar birlikte yer alır.” cümlesinde hangi duyguların ele alındığı cümlenin ikinci yargısında […]

Stefan Zweig’in “Satranç” adlı romanından (*); … Şimdi herhalde hemen kitabı elime aldığımı, gözden geçirip okuduğumu tahmin ediyorsunuzdur. Asla! İlk yapmak istediğim, yanımda kitap olmasından kaynaklanan bir tür ön hazzı tutmaktı; çalınmış olan bu kitabın ne türden kitap olmasını en çok yeğleyeceğimi düşlememden doğan, asıl olayı yapay bir biçimde geciktiren, […]

Anlatımda Duyulardan Yararlanma Görme, tatma, dokunma, duyma ve koklama duyularından biri ya da birkaçından yararlanarak düşünce ve duyguları etkili anlatma çabasıdır: Dümbelek, zurna, keman sesleri duyulur. Kara bıyıklı, poturlu ihtiyarlar gezer. Çamurlarda geçen kıştan, ne geçen kıştan öteki kıştan, Fatih’in İstanbul’a girdiğinin ertesi günü yağan yağmurdan kalma nal izleri vardır. […]

Sayısal Verilerden Yararlanma Bir yazar, düşüncesini inandırıcı duruma getirmek için sayısal verilerden yararlanabilir. Böylece düşüncesini bilimsel yollarla desteklemiş olur. Özellikle makalelerde karşılaşılan bir anlatım yöntemidir. Tarihler, istatistikler ve rakamlar, başlıca karşımıza çıkanlardır: Ülkemizde ilköğretimde okullaşma oranı %94,87 olarak gerçekleşmektedir. Hızlı nüfus artışı, başta büyük kentler olmak üzere, köyden kente yapılan […]

Yineleme Bir düşünce ya da duyguyu daha etkili iletebilmek için kimi sözlerin tekrar edilmesidir. Yineleme, abartılı ve yapay olmadığı sürece okuyucuda etki bırakır: Tiyatro bozuluyor. Çünkü üst üste iki başarısız oyun sahneleyen özel tiyatro, kapısına kilit vuruyor. Tiyatro bozuluyor. Genç oyunculara mesleklerinde az başarılı olmuş ya da sıradan insanlar eğitmenlik […]

Anlatımda Benzetme Arasında ortak ilgi bulunan iki varlıktan zayıf olanın güçlüye benzetilmesidir. Benzetme, anlatıma güzellik katan yollardan biridir. Benzetmede ikisi asıl, ikisi yardımcı olmak üzere dört öge bulunur. Bunlar; Asıl Ögeler: Benzeyen Benzetilen   Yardımcı Ögeler:                         Benzetme Yönü Benzetme Edatı                                               Ancak benzetmenin asıl ögelerinden sadece benzeyenin kullanmasıyla yapılan kapalı […]

Örnekleme İleri sürülen düşünceye inandırıcılık kazandırmak için örneklerden yararlanma işidir: Küreselleşme, ülkelerin genel olarak ekonomik gelirlerini arttırma yönünde olumlu adımlar atmalarını sağlamakta ancak ülke içi gelir dağılımının bozulmasına neden olmaktadır. Yüksek büyüme performanslarıyla dikkat çeken Çin ve Hindistan gibi ülkelerde yoksulluk, kaygı verici boyutlara ulaşmaktadır. Bu parçada “küreselleşmenin ülkelerde gelir […]

Tanık Gösterme (Alıntılama): Tanık gösterme; düşünceye inandırıcılık kazandırmak, düşünceyi etkili hale getirmek amacıyla güvenilir kişilerin görüşlerinden faydalanma yoludur. Herkes, her konuda tanık gösterilemez. Tanık gösterilecek kişinin o konuda bilgili ve yetkili olması esastır. Tanık gösterme, sadece kişinin adının verilmesiyle gerçekleşmez.  Bu, örnekleme olur. Örneğin, “Ahmet Haşim de sembolizm akımının önemli […]

Karşılaştırma Karşılaştırma, varlık ve kavramlar arasındaki benzer ve farklı yönleri göstermektir. Karşılaştırmalı anlatım, konuya çekicilik kazandırır. Karşılaştırmada “-se” eki ya da “ise, oysa, oysaki, halbuki, böyle söylenmesine rağmen” gibi karşı sözler çok kullanılarak nesneler arasındaki farklar belirtilir. “Tıpkı, bunun gibi, aynısı” gibi destek sözleri kullanılarak nesneler arasındaki ortak yönler söylenir. […]

Tanımlama Bir varlık ya da kavramı en belirgin, önemli ve diğerlerinden ayırıcı özellikleriyle tanıtmaktır. Kısaca “…nedir?” sorusuna cevap vermektir. İki tür tanımlama vardır: a) Nesnel tanımlama: Bir varlığın herkes için geçerli ve gerçek özelliklerinin ortaya konulmasıyla yapılır: Üçgen, uç uca gelmiş üç doğru parçasının oluşturduğu, üç tepe noktası ve üç […]

Cümlede Eleştiri Anlamı Eleştiri; bir durum, kavram ya da olayla ilgili olarak öne sürülen karşı düşünce ya da görüştür. Birey, kendine yönelik eleştiri yaparsa buna “öz eleştiri” adı verilir. Eleştiride kişisel bir değerlendirme ve yargılama söz konusudur. Örneğin “Ülkemizde tiyatro sanatının oldukça geliştiği söyleniyor fakat sanatçıların yaşadıkları sorunlar dile getirilmiyor.” […]

Cümlede Benzetme Benzetme, aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki varlıktan zayıf olanın güçlüye benzetilme sanatıdır. Günlük hayatta da yaygın bir yer bulan bu sanat, cümlelerde “gibi, kadar, sanki” benzetme edatlarıyla kurulduğu gibi bu edatlar kullanılmadan da yer alabilir. Örneğin “Titiz bir sanatçı eserini oluştururken bir kuyumcu gibi davranır.” cümlesinde benzetme yapılmıştır: […]

Cümlede Çıkarım Anlamı Çıkarım, (TDK) belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkarma anlamındadır. Çıkarım; metinde bildirilen anlamın ötesine geçme, metinden kişisel bir anlam oluşturma sürecidir. Okuyucunun bir metinden hareketle “o hâlde, bu durumda, bundan yola çıkarak” gibi sözlerle […]

Cümlede Varsayım Anlamı Varsayım, (TDK) deneylerle henüz yeter derecede doğrulanmamış ancak doğrulanacağı umulan teorik düşüncedir. Gerçekte olmamış, yapılmamış bir eylemin geçici bir süre olmuş, yapılmış sayılarak aktarılmasıdır. Bu anlam, cümlelere “diyelim ki, farz edelim, tut ki, varsayalım, kabul edelim” gibi sözlerle yüklenir. Örneğin “Hayvancılıkla geçinen bir yörede yaşadığımızı bir an […]

Cümlede Gereklilik Anlamı Bir eylemin yapılmasının zorunlu olduğunu bildiren cümlelerdeki anlamdır. Gereklilik, eyleme eklenen “-malı/-meli” ekleriyle sağlanır. Örneğin “Hafta sonunda yapılacak toplantıya hazırlıklı gelmelisiniz.” Cümlesinde gereklilik anlamı vardır. Ayrıca kimi sözcüklerle de cümleye “gereklilik” anlamı kazandırılabilir. Örneğin “Bir anlatı oluşturabilmek için en az iki eylemi kullanmak zorunludur.” cümlesinde gereklilik anlamı […]

Cümlede Koşul Anlamı Koşul: Ana cümlede belirtilen yargının gerçekleşmesinin yan cümledeki şarta bağlanmasıyla otaya çıkar. Cümlede koşul anlamı, genel olarak, şart eki dediğimiz “-sa/-se” eklerinden uygun olanının sözcüğe eklenmesiyle gerçekleşir: Geçmişin sosyolojik ve ekonomik yapılarını çözümlersek çağımızdan önceki resim ve romanı anlayabiliriz. Cümleye yukarıdaki ekler kullanılmadan da anlamsal olarak koşul […]

Cümlede Neden–Sonuç İlişkisi   Bir eylemin neden yapıldığını eylemle birlikte anlatan cümlelerde bulunur. Bu tür cümleler birleşik ya da sıralı yapıdadır. Bu tür cümlelerde neden ve sonuç bildiren eylemlerin her ikisi de yapılmıştır, tamamlanmıştır. Atasözleri ve deyimlere şiirlerinde bolca yer verdiği için şiiri konuşma diline yakındır. Neden (gerekçe): “Atasözleri ve deyimlere […]

Cümlede Amaç–Sonuç İlişkisi Belirli bir amaç taşıyan eylemlerin yapılma gerekçesini içeren cümledeki anlamdır. Bu türdeki cümleler bileşik yapılıdır. Bu tür cümlelerde amaç; “yapılacak, yapılması tasarlanan, gerçekleştirilmek istenen” düşünceyi içerir. Sonuç ise amaca bağlı olarak yapılan, tamamlanan, bitirilen eylemi bildirir. Amaç–sonuç cümleleri “için, diye, üzere” edatlarıyla kurulur: “Bu kitapları okumak için […]

Cümlede Olumluluk – Olumsuzluk Anlamları   Olumluluk Anlamı: Cümlede bildirilen eylemin gerçekleştiği, gerçekleşeceği ya da sözü edilen varlığın bulunduğu, bulunacağını bildiren cümledeki anlamdır. Örnekler Sanatçının bize tanıttığı kurgusal dünyayı kabul ederiz. Kimi batıl inançlarımızın kökeni çok eskilere dayanır. Olumsuzluk Anlamı: Çeşitli ekler ve sözcükler kullanılarak cümlede bildirilen eylemin gerçekleşmediği, gerçekleşmeyeceğini ya […]

Cümlede Nesnel – Öznel Anlatım Nesnel Anlatım:  İletilen bilgi kesinlik taşır, bilgide kişisel değerlendirme bulunmaz. Nesnel anlatımda yorum değil, yansıtma vardır. Yargı, kişiden kişiye değişmez: Eğitimini tamamladıktan sonra gazetecilik hayatına başladı. Batılı anlamdaki tiyatro, Tanzimat devriyle birlikte edebiyatımızda yer almıştır. Öznel Anlatım: Anlatıcının değer yargılarını yansıtan anlatımdır. Bu nedenle kişiseldir. […]

Cümlede Doğrudan ve Dolaylı Anlatım Doğrudan Anlatım: Cümledeki anlamın aracısız olarak aktarılmasıdır. Bu tür cümlelerde söz, hiçbir değişikliğe uğramadan, “…geleceksiniz, dedi.” biçiminde olduğu gibi, doğrudan aktarılır: Yaptığı açıklamada “Sanat ile iş arasında keskin zıtlıklar yoktur.” dedi. Sanatçı, para için üretiyorsa piyasa koşullarını bilmelidir, diyor. Dolaylı Anlatım: Sözün bazı değişikliklerle anlamı […]

Cümlede Abartma Anlamı Abartma, bir durumu olduğundan büyük ya da küçük göstermedir. Aşağıdaki cümlelerde durum, abartılarak söylenmiştir: Fırtına böyle sürerse dünyayı bile yerinden oynatır. Kitabı saatlerdir karıştırıyorsun ama bir kelime bile okumadın.

Cümlede Mecaz Anlam Mecaz, bir sözün gerçek anlamı dışında başka bir anlamda kullanılmasıdır: Usta sanatçılar, donmuş zihinlere resimleriyle, şiirleriyle farklı dünyalar gösterir. “Donmak” eylemi, gerçekte, “soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak” anlamında kullanılır. Bu cümledeki “zihnin donması” sözü ile “zihnin buz tutması, katı duruma gelmesi” anlatılmamaktadır. Burada “donmak” sözcüğü, […]