Anlatımda Sorudan Yararlanma
Soru, anlatımda tekdüzeliği ortadan kaldırarak okuyucunun dikkatinin toplanmasına yardımcı olur.
Kimi metinlerde soru cevaplanabileceği gibi kimi metinlerde de cevap okuyucuya bırakılır:
Kimler geldi, kimler geçti Türk romanından? Tarihsel bir soru! Kimler iz bıraktı, kalıcılığa ulaştı? Yazınsal bir soru! Yüz yılını doldurmuş Türk romanının bir geleneği oluştu mu, oluşmalı mıydı? Bir sonraki yüzyıla Türk romanından neler taşınacak? Bunlar da spekülatif sorular!
Eskiden kitapçıya girdiğimde aynı kitapların aylarca raflarda durduğunu görürdüm. Okuyacak kitap ararken çok zorlanırdım. Şimdi ise okuduğum kitapları raflarda göremiyorum. Neredeyse haftada bir yeni kitaplarla karşılaşıyorum. İnceleme kitapları, romanlar, çeviriler… Türk okuyucusu mu yeni kitapların yazılmasını sağlıyor yoksa kitaplar mı okuyucuyu biçimlendiriyor?