ABARTMA (=MÜBALAĞA):
Herhangi bir varlığı ya da durumu olduğundan büyük ya da küçük gösterme sanatıdır.
Abartma, genellikle övme ve kötüleme amacıyla kullanılır. Bu sanatın kullanılmasındaki amaç, duygu ya da düşüncenin daha güçlü biçimde vurgulanmasını sağlamaktır:
Örneğin
Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Gözüm yaşı değirmeni yürütür
Dizelerinde “ah çekmek” eylemi ile “gözyaşı” abartılmıştır.
Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla
Yerden yedi kat Arş’a kanatlandık o hızla
Bu dizelerde atların hızı abartılmıştır. Atlar, o kadar hızlı gitmektedir ki kanatlanıp yedi kat gökyüzüne ulaşmak üzeredir.
Aşağıdaki örneklerde abartma sanatına yer verilmiştir:
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müthiş tipidir, savrulur enkâz-ı beşer
Öyle zayıf kıl tenimi firkatinde kim (firkat: ayrılık)
Vaslına mümkün olan yetürmek sabâ beni (vasl: kavuşma, yetürmek: ulaştırmak, saba: rüzgâr)
Yazılıp ermeye pâyânına dek nâme-i şevk (pâyân: son, sonuç; nâme-i şevk: mutluluk mektubu)
Hep ağaçlar kalem olsa kamu yaprak kâğıt (kamu: bütün, tüm)
Abartma, günlük hayatta da başvurduğumuz anlatım yollarındandır. Fazla ısınan birinin “Yandım.”, herhangi bir şeye şaşırıp hayrete düşen birinin “Taş kesildim.”, birini çok fazla bekleyenin “Beklemekten ağaca döndüm.” demesi birer abartmadır.